Çok eski çağlardan beri insanoğlu kanatlardan yararlanarak kuş gibi uçabilmeyi hayal etmiştir. Kuşlar için , kanatları hem kendilerini taşıyan motorları hemde kendilerini taşıyan araçlardır. Uçakların uçabilmeleri için hem motorları hem de kanatları vardır. Uçaklar motorları sayesinde uçmazlar. Uçakları asıl uçuran ve havada kalmasını sağlayan şeyler onların özel tasarlanmış kanatlarıdır. Motorlar uçaklara itme kuvveti sağlar ancak bu itme kuvveti havada kalması için yeterli değildir. Bu itme gücü sayesinde uçak ileri doğru hareket eder. Uçak ileri doğru hareket ederken kanadının yapısından dolayı kanadın alt yüzeyinde yukarı doğru bir kaldırma kuvveti doğar. Uçağın süratı arttıkça kanadın kaldırma kuvveti artar. Bu kaldırma kuvveti yerçekimi ve hava direncinin toplamından fazla olduğunda uçak yerden havalanır. Kısacası uçak uçmaya başlar. Ama bir uçak havanın kendisini taşıyamayacağı yüksekliklere çıkması mümkün değildir.
10-15 km yükseklikten sonra , modern ve güçlü bir uçak çıkabileceği yüksekliğin sınırına sınırına gelmiştir. Havanın miktrı azaldığı artık bu yükseklikten sonra uçamaz. Bu yüzden de aya gidemez. Oysa füzeler , ister kanatlı olsun ister kanatsız olsun şekli ve sahip oldukları tepkili motorlar sayesinde havanın olmadığı yerlere dahi gidebilcek şekilde yapılmıştır.