Afrika , asyadan sonra dünyanın ikinci büyük kıtasıdır. Dünyanın en büyük çölü Büyük Sahra ve enuzun akarsuyu Nil, Afrikadadır.
Resullullah Efendimizin “sallalhu aleyhi vesellem” müezzini Bilal-i habeşi hazretleri , Hadis-i şeriflerle övülmüş Necaşi Habeşistanlı ve Afrika kıtasındandır.
Afrika 1800 yıllardan itibaren sahip olduğu zenginliklerle avrupalıların ilgisini çekti. Avrupalılar Kara Kıta dediler
Afrikaya. Zamanla Afrika ülkeri , Avrupalıların sömürleri oldular. Afrika halkı kitleler halinde , Avrupalıların ve Amerikalıların ucuz işgücünü karşılamaları için silah zoru ile köle yapıldılar. Gittikleri yerlerde en kötü koşullarda yaşamaya zorlandılar. insanlık onuruna yakışmayan ırkçılık saldırılarına maruz kaldılar. Günümüz koşullarında halen üstü kapalı sömürcilik devam etmekte ve ırkçılık birçok insanın problemi olmaya devam etmektedir.
Afrika , çölleri ,ormanları ve insanları ile çok renkli ilgi çekici bir kıtadır. Aslanlar zürafalar filler gorller şempanzeler sırtlanlar antiloplar yılanlar ve daha sayısız hayvan çeşitleri farklı geleneklere sahip ile çok zengin bir yaban hayatına ve kültürlere sahiptir. Heryıl sayısız safariler düzenlenerek bu zengin yaban hayatını dünyanın dört bir yanından gelen insanlar görebilmetedir.
Klimanjaro dağı , Serengeti milli parkı , Masai Mara , Victoria Şelalesi , Victoria gölü Büyük Sahra ve daha birçok eşsiz güzellik bu kıtadadır.
Afrikada pek çok insan kabileler halinde yaşarlar. Kabileler aynı kasabada, aynı köyde aynı dili konuşarak aynı kıyafetleri giyerek aynı yemekleri yiyerek yaşarlar. Kabileyi bir reis ve erkeklerden oluşan bir kurul yönetir. Her kabilenin kendi inanışı ve kuralları vardır.
Siyah Afrikalı insanların inanışlarında çalgı ve müzik çok önemlidir. Ölen yaşlıları için doğan çocukları için dua etmek için eş seçimi için davul gibi çalgıların ritmine uyarak herkes dans eder.
Afrika inançlarında sanat önemli yer tutar. Ağaçlardan yapılmış heykeller ve farklı el sanatları , maskeler kıyafetler süslemeler takılar , boncuklar yapılır ve kullanılır. Yazılı bir kültürden ziyade ağızdan ağıza aktarılan hikayeler efsaneler vardır edebiyatında. Tabi şehirleşme ile birlikte ünlü edebiyat sanatçıları da yetişmiştir.